UYGUN - YENİ NESİL SORU MODELLERİ - TÜRKÇE 8. SINIF

S A D I K U Y G U N Y A Y I N L A R I BÖLÜM 4 PARAGRAF 58 | www.sadikuygun.com.tr TEST - 14 5. Aral Gölümüz Kazakistan’dan Özbekistan’a dek uzanan sularıyla binlerce yıl boyunca dün- yanın en büyük göllerinden biri olarak ağırlığını korudu. Ve şimdi, yok oluşuyla bir ibret öykü- sü anlatıyor. Yusuf Kamalov, elleriyle geniş bir yay çizerek önümüzde göz alabildiğine uzanan çalılıklarla örtülü çölü gösterirken: “Dünyanın sonu işte böyle bir şey, mahşer gününü görür- sek eğer, muhtemelen Karakalpakistan halkı çok da bocalamaz çünkü mahşeri biz zaten yaşıyoruz.” diyor. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşabiliriz? A) Aral Gölü dünyanın en küçük gölüdür. B) Aral Gölü’nün yok olması bölge halkı için önemli değildir. C) Kazakistan ile Özbekistan komşu ülkelerdir. D) Aral Gölü’nün sularının çekildiği yer şimdi çölleşmiştir. 6. Evde bulunduğum zaman hayatım daha çok kitaplığımda geçer, oradan ev işlerini yönet- mek imkânını da bulurum. Giriş kapısının he- men üstündeyim; hem bahçeyi, kümesi, av- luyu görürüm hem de evimin öteki bölümleri içinde sayılırım. Hiçbir düzene uymadan, hiçbir amaç gütmeden bir bu kitabı, bir şu kitabı ka- rıştırırım; zaman olur hayal kurarım, zaman olur kurduğum hayalleri ya kendim yazarım ya da bir aşağı bir yukarı dolaşarak başkasına yazdı- rırım. Kitaplığım bir kulenin üçüncü katındadır; birinci katta tapınak, ikinci katta da yalnız kala- yım diye sık sık yattığım bir oda ile eklentileri, kitaplığın üstünde ise büyük bir sandık odası vardır. Eskiden kitaplık, evimin lüzumsuz yeriy- miş. Bense hayatımın çoğu günlerini, günleri- min de çoğu saatlerini burada geçiriyorum. Yukarıdaki parçada aşağıdaki seçenekler- de verilen hangi anlatım biçimleri ağır bas- maktadır? A) Betimleyici-Öyküleyici B) Öyküleyici-Tartışmacı C) Tartışmacı-Açıklayıcı D) Açıklayıcı-Öyküleyici 7. Gönlümüzün güzelliği sevgi ise beynimizin güzelliği de düşünebilme yeteneğimizdir. O yeteneği her an, her dakika kullanalım. Unut- mayalım ki düşünen insan, özgür insandır. Kişi düşünebiliyorsa pek çok sorununu çözümleye- cek, pek çok şeyi bilecektir. Herkesi dinleyin. Annenizi, babanızı, arkadaşlarınızı dinleyin. Sonra da düşünün ve sorular sorun… Neden? Nasıl? Nerede? Sonra da oturup kararlarınızı kendiniz alın. Kararları yalnız aldığınız zaman, eziyetler de güçlükler de sonuç da bütünüyle size aittir artık. Karar alırken sorumluluk almayı da bilin. İşte bu, özgür insan olma yolunda atı- lan ilk adımdır. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıda- kilerden hangisidir? A) Sevgi de düşünebilme yeteneği de tek ba- şına özgür insan olmamıza yetmez. B) Başkalarına sorular sorup onlardan fikir al- mak sorumluluklarımızdan kaçmamıza ne- den olur. C) Özgür insan olabilmek için sevgimizi her an, her dakika kullanmalıyız. D) Özgür insan karar alırken herkesin fikrini al- malı ancak tek başına karar vermelidir. 8. Mademki ölümün önüne geçilemez, ne zaman gelirse gelsin. Sokrates’e: “Otuz zalimler seni ölüme mahkûm ettiler.” denildiği zaman: “Ta- biat da onları!” demiş. Bütün dertlerin bittiği yere gideceğiz diye dertlenmek ne budalalık! Nasıl doğuşumuz bizim için her şeyin doğuşu olduysa ölümümüz de her şeyin ölümü ola- caktır. Öyle ise yüz sene daha yaşamayacağız diye ağlamak, yüz sene evvel yaşamadığımıza ağlamak kadar deliliktir. Ölüm başka bir haya- tın kaynağıdır. Aşağıdaki seçeneklerden hangisinde bu parçanın içerisindeki anahtar sözcükler bir arada verilmiştir? A) Tabiat, Sokrates, Delilik B) Delilik, Budalalık, Ölüm C) Doğum, Ölüm, Yaşam D) Ölüm, Sokrates, Dert ÖRNEKT İ R

RkJQdWJsaXNoZXIy ODAxMzU=