UYGUN - SPOTLU SORU BANKASI - TÜRKÇE 8. SINIF

www.sadikuygun.com.tr 34 © SADIK UYGUN YAYINLARI © Aç it fırın duvarını deler: Aç kimse karnını doyurmak için önüne çıkan engellerin tamamını aşar ve isteğini elde eder. Aç ne yemez, tok ne demez: Yoksul kimse eline geçen şeyin iyisine kötüsüne bakmaz, varlıklı kişi ise en güzel şeylerde bile kusur bulur. Acıyan uyumuş, acıkan uyumamış: İnsan sıkıntıya katlanır da açlığa katlanamaz. Ağacı kurt, insanı dert yer: Kurt ağacı nasıl içten içe kemirir- se dert de insanı içten içe yer bitirir. Ak gün ağartır, kara gün karartır: Mutlu bir yaşayış kişiyi dinç kılar, mutsuz bir yaşam ise yıpratır. Alçak yerde yatma sel alır, yüksek yerde yatma yel alır: İnsan kendi durumuna göre bir yaşam tarzı benimsemeli, ar- kadaşlarını da ona göre seçmelidir. Armudu soy ye, elmayı say ye: Armut kabuğu soyularak elma da aşırı gidilmeden sayıyla yenilmelidir. Armudun sapı var, üzümün (kirazın) çöpü var demek: Her şeye kusur bulmak, hiçbir şeyi beğenmemek. Aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık: İki karşıt ve aynı derecede sakıncalı durum karşısında karar verme zorlu- ğunu anlatan bir söz. Aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz: Büyük şeyleri elde edebilmek için önce küçük şeylerle yetinmek gerekir. Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ (olur): Bakılıp onarılan şeylerden yararlanılır, bakımsız bırakılanlardan bir yarar elde edilemez. Bal tutan parmağını yalar: İmkânları geniş bir işin başında bulunan kimse bunlardan az da olsa yararlanır. Bir baş soğan bir kazanı kokutur: Kötü bir kişi, kötü bir dav- ranış, kötü bir söz büyük bir topluluğun huzurunu bozmaya yeter. Bir elin nesi var, iki elin sesi var: Başarıya ulaşmak için birlik olmak gerek. Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı (hakkı) vardır: İyilik küçük de olsa unutulmaz. Borç ödemekle (vermekle), yol yürümekle tükenir: Birden ödenemeyen bir borç azar azar verilerek ödenebilir. Can çıkmayınca (çıkmadan) huy çıkmaz: İnsanı alışkanlık- larından, huylarından vazgeçirmek mümkün değildir. Damlaya damlaya göl olur: Azar azar olagelen şeyler biri- kerek önemli bir niceliğe ulaşacağı için küçümsenmemelidir. Dostluk başka, alışveriş başka: İki kişi arasındaki dostluk, alışverişte birinin ötekine özverili davranmasını gerektirmez. Emanet ata binen tez iner: Ödünç alınmış araçlarla girişilen işler çok kez yürütülemez. Emek olmadan yemek olmaz: Yaşayabilmek, harcayabilmek için çalışıp kazanmak gerekir. Eski düşman dost olmaz: Birçok nedenin birbirini izlemesiyle sürüp gelmiş olan eski düşmanlık, dostluğa dönüştürülemez. İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır: Başkasına za- rarı dokunacak bir davranışı yapmadan önce iyi düşün, kendi kendini eleştir. İşleyen demir pas tutmaz (ışıldar): Tembel tembel oturan kimse hantallaşır, iş yapma yeteneğini yitirir, çalışan kimse git- tikçe açılır, daha yararlı işler yapar. Kurt kocayınca köpeğin maskarası olur: Güç ve yeteneğini yitiren insan, basit ve kendini bilmezlerce aşağılanır. Kuş uçmaz, kervan geçmez: Kimsenin uğramadığı ıssız ve sapa yer. Sakla samanı, gelir zamanı: Gereksiz görülen şey ileride ge- rekli olabilir. Sora sora Bağdat bulunur: İnsan sora sora çok uzak yerleri bile bulur. Taşıma su ile değirmen dönmez: İşi yapacak olanda yeteri kadar güç bulunmadıkça başkalarının küçük katkılarıyla sü- rekli ve büyük bir iş yürütülemez. Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş: Hoşa gitmeyen herhangi bir nitelik yönünden birbiriyle benzeşen iki kişi bir araya gelmiş. Ya bu deveyi gütmeli ya bu diyardan gitmeli: Buranın şart- larına uymalı veya buradan ayrılmalı. Yaş kesen baş keser: Çeşit çeşit yararları olan ağacı sadece odun sağlamak için kesen insan canına kıymış gibi büyük bir suç işlemiş olur. Yorgan gitti, kavga bitti: Anlaşmazlık sebebi olan şey orta- dan kalktığında anlaşmazlık da sona erdi. SINAVLARDA ÇIKMASI BEKLENEN ATASÖZLERİ

RkJQdWJsaXNoZXIy ODAxMzU=