UYGUN - PRATİK DEFTER - TÜRKÇE 7. SINIF

12. Bölüm: EDEBÎ TÜRLER VE SÖZ SANATLARI UYGUN PRATİK DEFTER TÜRKÇE 7 273 Evimizin önüne açılan börekçiye ilk zamanlar soğuk bakmıştım. Ancak bir süre sonra ara ara uğ- ramaya başladım. Gelgelelim 25 yaşlarındaki börekçi eleman çok ilginç bir insandı. Bazı sabahlar son derece asık suratlıydı ve nemruttu... “günaydın”, “iyi günler” dememe asla yanıt vermezdi. Yüzü hep yerdeydi... Kimseyle göz göze gelmezdi. Ama böreği güzeldi işte, güler yüzlü olmasa da olurdu. Bazı sabahlar ise güler yüzlü olmasa bile saygılı ve konuşkandı, dükkâna girer girmez “günaydın” ya da “hoş geldiniz” derdi. Böreğini uzatırken “Buyurun efendim.” derdi. Bazen müşte- rilerle şakalaşırdı, hayret ederdim. Sizin anlayacağınız, adamın bir günü bir gününe uymuyordu. İş öyle bir duruma gelmişti ki artık fal tutmaya başlamıştım. Adam sinirliyse günüm kötü geçecekti. İyi tarafına denk geldiysem her şey güzel olacaktı, “Acaba bu sabah nasıl?” diye sırf meraktan daha sık börek almaya başladım. İş yerinde elimde, mis gibi kokan kıymalı börek, “dünün en beğenilen ha eserleri”ni okuyordum. İş arkadaşlarım “Sen börek sevmezdin.” deyip duruyorlardı, bense bö- rekçiye hayret ediyordum. Ta ki o güne dek. O sabah yine kahvaltı yapamadığımdan börek almaya karar verdim. Evden hızla çıkıp börekçide aldım soluğu. İçeri girince sinirli bir şekilde taaak taak diye börek kesen bizim elemanı gördüm. Canım yine sıkıldı. Bu sefer bambaşka bir suratsızdı. “Bana bir porsiyon kıymalı.” dedim. Yüzüme bile bakmadı. O, böreğimi keserken tam arkamdan başka bir ses duydum. Vaktiyle yoksul bir oduncu varmış. Karısı ve yedi çocuğuyla bir kulübede otururmuş. Çocukların en sonuncusu minicikmiş. Ona “Parmak Çocuk” adını takmışlar. Günün birinde parasızlıktan yiyecek- siz kalmışlar. Ne yapacağını şaşıran anne ile baba çocukları ormana bırakmaya karar vermişler belki zengin bir avcı onları götürür diye. Parmak Çocuk onların konuşmalarını duyup ceplerini beyaz çakıl taşlarıyla doldurmuş. Onları birer birer yere atmış. Bu taşları izleyen çocuklar evlerine dönebilmişler. Anne ile baba çocukları yine ormana götürüp bırakmışlar. Ama Parmak Çocuk bu kez yola ekmek kırıntısı atmış. Ne yazık! Kuşlar kırıntıları yemiş. Çocuklar korkudan ağlamaya başlamışlar. Parmak Çocuk ağaca tırmanmış. Uzaktan ışığı yanan bir ev görmüş. Gidip kapıyı çalmışlar. Kapıyı açan kadın “Burası devin evidir. O çocuk yer.” demiş. Sonra çocukları yatağın altına sak- lamış. Dev eve gelince çocukları bulmuş. Şimdi karnım tok. Yarın hepinizi yerim.” demiş. Dev ile karısının yedi tane kızları varmış. Başlarında altın taçları, geniş bir yatakta uyuyorlarmış. Parmak çocuk kardeşlerinin takkelerini almış, küçük dev kızların taçlarıyla değiştirmiş. 1. METİN 2. METİN 3. Numaralanmış metinlerin türleri aşağıdakilerin hangisinde doğru verilmiştir? 1. METİN 2. METİN A) Hikâye Masal B) Masal Deneme C) Hikâye Sohbet D) Deneme Hikâye 4. Aşağıdakilerden hangisi bu metinlerin ortak özelliklerinden biri değildir? A) Her iki metinde de anlaşılır bir dil kullanılmıştır. B) Her iki metinde de olağanüstü varlıklara yer verilmiştir. C) Her iki metin de olaya dayalı edebî metin türüdür. D) Olaylar geçmiş zaman diliminde yaşanmaktadır. 3 ve 4. soruları aşağıdaki metinlere göre yanıtlayınız.

RkJQdWJsaXNoZXIy ODAxMzU=